26 Ağustos 2007 Pazar

25. Ders - Koşullu Cümleler

25. Ders - Koşullu Cümleler

Türkçede “eğer…. ise ” sözcükleri ile kullandığımız koşul cümlelerine “if clauses” denir . Teknik olarak, if cümleleri zarf kipidir = subjunctive mood.

Bu cümlelerin bir adı koşullu cümlelerdir. = Conditional Clauses. Bundan kastedilen, bir olayın ortaya çıkması, bir hareketin yapılabilmesi, bir halin meydana gelebilmesi için bir koşulun gerekliliğidir.

Koşullu cümlelerdeki koşul, bir şeyin olabilmesi, yapılabilmesi için başka bir hareket veya halin gerçekleşmesi zorunluluktur. Koşullu cümleler neden bildirilen cümleciklerle ilgilidir. Gerçek olabilecek veya olmayacak bir olayın sonucunu anlatırlar. Şartlı cümlelerin hepsi, iki bölümden oluşur.

a) if ile başlayan cümle ki diğer cümlede anlatılanın ortaya çıkması için gerekli olan koşulu belirler; koşul cümlesidir.

b) if ile başlayan cümledeki koşulun yerine gelmesi veya getirilmesi halinde yapılacak hareketi veya yaşanacak hali ifade eder. Diğer bir deyimle, sonucu anlatır. Bu nedenle, ana cümle veya sonuç cümlesi ( main clause = result clause) olarak adlandırılır.

Bu cümlelerin bazen birisi, bazen öbürü önce yazılır veya sonra yazılır. Her iki halde de anlam aynıdır, değişmez. Ancak, if içeren cümleyle başlarsak, bu cümleden sonra virgül koymamız gerekir.

İngilizce’de if = eğer, şayet ile esasen 3 çeşit fikir beyan edilebilir. Bunların arasında 1. ve 3. tür if cümleleri çok daha önemlidir.

1- Birinci koşullu cümleler = The first conditional : gerçek olasılık

Cümle yapısı şöyle oluşturulur.

İf …..(simple past = geniş zaman) + will + fiilin kök hali

Eğer belirli bir koşul yerine getirilirse veya gelirse, bir şey yapılacaktır veya olacaktır. Bu arada sözkonusu hareketin yapılması veya halin yaşanması mümkündür, ihtimal dahilindedir, olanaksızlık sözkonusu değildir.

Örnekler:

She will come if you invite her. =Davet edersen o gelecektir.

We’ll all get wet if it rains. = Eğer yağmur yağarsa hepimiz ıslanacağız.

I’ll help you if I can. = Elimden gelirse sana(size) yardım edeceğim.

If he comes he’ll see you. = Şayet gelirse seni görecektir.

You will hurt yourself if you are not carefull. = Dikkat etmezsen kendini yaralayacaksın.

Will you come to me if I need you? = Sana ihtiyacım olursa, gelecekmisin?

We are going to play football if it stops raining. = Eğer yağmur durursa futbol oynayacağız.

İf you deserve it I’ll give it to you. = Eğer hak edersen, onu sana vereceğim.

I shall see you if I have time. = Vaktim olursa seni göreceğim.

You will get into trouble if you go on like this. = Böyle gidersen başın belaya girecek.

If she can play the violen I will play the piano. = O viyol çalabilirse ben piyano çalacağım.

Gördüğünüz gibi;

-ana cümleler(main clause) hep gelecek zaman- simple future tense kipinde,
- if(eğer) cümleler = yancümle ise; simple present tense –basit şimdiki zaman kipindedir.

Birinci tür koşullu cümleler içinde aşağıdaki yapılara da rastlanır.

If I am entitiled for a holiday , I will be swimming in Bodrum next summer.= Tatil yapmaya hak kazanırsam, gelecek yaz Bodrum’da yüzüyor olacağım.

If I start right now, I will have completed this job in June next year. := Hemen şimdi başlarsam, bu görevi önümüzdeki yıl haziranda bitirmiş olacağım.

If I get a scholarship, I am going to study at Sakarya Universty. := Burs alırsam Sakarya Üniversitesinde okuyacağım.

If I have enough time, I will be visiting my parents. := Eğer yeterli vaktim olursa ailemi ziyaret ediyor olacağım.

If you are nice to me, I will be nice to you. = Sen bana güzel davranırsan, ben de sana güzel davranırım.

2-İkinci Tür Koşullu Cümleler : Second Conditional : Unreal Past = Gerçek Olmayan (Hayali) Geçmiş

Mevcut olduğunu varsaydığımız veya hayal ettiğimiz bir koşulun muhtemel sonucunu ifade ederiz. Olay şu anda olmuyor, ama olsaydı muhtemel sonuçlarını görebiliyorum.

Şuna dikkat edilmeli ki; zaman kipi past tense=geçmiş zaman olmasına rağmen anlam itibariyle şimdiki zaman = present tense veya gelecek zaman =future tense kastedilir.
Birinci türden en belirleyici farkı, ikinci tür hayali durumlar ve olaylardan bahseder.

Cümle yapısı şöyle meydana getirilir:

a)If …..(Past Simple Tense=Basit Geçmiş Zamanda bir Cümle) + Would + Fiilin Çekimsiz Hali
b) To be fiilinin past continous zaman kipindeki birinci ve üçüncü tekil şahıs biçimi olan was, were olur.

Örnekler:

If I were a rich man I would marry a princess.= Zengin olsaydım bir prensesle evlenirdim. (Ama zengin değilim, ve prensesle evlenmem olanaksız.)

If she were my wife I would be very happy. = O benim eşim olsaydı çok mutlu olurdum.
( O eşim değil, dolayısıyla çok mutlu değilim.)

We would reply if we could. = Elimizden gelseydi karşılık verirdik.

I would be pleased if you came = Gelseydin memnun olacaktım.

She would come if you waited. = Bekleseydin gelecekti.

If he invited me, I would go. = Eğer beni davet etseydi, giderdim.

Merve would do it if she wanted to. = Merve isteseydi onu yapardı.

I wouldn’t do it if I were you. = Senin yerinde olsaydım bunu yapmazdım.

If he wanted me o help him why didn’t he say so? = Madem ona yardımcı olmamı istedi neden söylemedi?

You would catch the plane if you left earlier. = Erken ayrılsaydın uçağı yakalardın.

If I had enough money I would buy a computer. = Yeterli param olsaydı bir bilgisayar satın alırdım.

If your prices were competitive we would place an order. = Eğer fiyatlarınız rekabetçi olsaydı sipariş verecektik.

Şimdiki zamana ait koşullu cümleler de yapılabilir(Present Unreal) Bunlar da hayalidir.

Örnekler:

If you went to the station now, you would catch the train = İstasyona şimdi gitseniz treni yakalarsınız.

(Ama gitmezsiniz, dolayısıyla treni yakalayamazsınız.)

If I saw her today, I’d give her good news. = Onu bugün görürsem, kendisine iyi haberlerim var.

(Ama onu bugün görmem, bu nedenle de iyi haberleri veremem.)


Gelecek Zamana ait cümleler de yapılabilir (Future Unreal) Bunlar da hayalidir.

Örnek:

If she arrived in time tomorrow, she would be welcomed. = Yarın zamanında varırsa, iyi ağırlanacaktır(ağırlanır).

Ama zamanında varamayacak, böylece ağırlanmayacaktır.

İkinci türde aşağıdaki yapılara da rastlanır.

If you listened to me becarefuly you wouldn’t be dealing with rubbish now.= Eğer beni dikkatle dinleseydin şimdi saçmalıklarla uğraşıyor olmazdın.

If I could afford a car, I might (could) buy a Mustang. = Eğer yeterli mali gücüm olsaydı, bir Mustang alabilirdim.

If I didn’t need money so urgently, I wouldn’t have to work at such an environment.= Eğer paraya acil ihtiyacım olmasaydı, böyle bir ortamda çalışmak zorunda olmazdım.

If I were to decide to marry someone, I would certainly ask the opinion of my parents. = Eğer birisiyle evlenmeye karar verseydim, mutlaka ailemin fikrini alırdım.

You were so careless if you went out without a sweeter. = Kazaksız dışarıya çıktıysan çok dikkatsizsin.

2-Üçüncü Tür Koşullu Cümleler : Third Conditional Sentences

Üçüncü türde geçmiş zaman ‘olmuş olsaydı’ sözleriyle ifade edebileceğimiz hareket, durum ve olaylar için kullanılır. Koşul; hayalidir, gerçek dışıdır. Geriye dönüp söz konusu koşulu yaratmak olanaksızdır.
Gerçekleşmesi olanaksız koşulları ifade eden cümlelerdir. Biz koşulun gerçekleşmediğini çok iyi biliyoruz. Ama sonucu hayal ediyoruz.

Zaten bu cümlelerde geçmiş zaman ve mişli geçmiş zaman kullanılması da hayali bir şeyden bahsedildiğini gösterir.

Cümle yapısını oluşturmak için:

If …..(Past Perfect Tense = Mişli Geçmiş:kullanılır) + would have + fiilin 3. hali


Örnekler:

I would have come if you had called me. = Bana telefon etmiş olsaydın, gelmiş olurdum.

If you hadn’t told me I would never have known. = Eğer bana anlatmamış olsaydın, ben hiçbir zaman biliyor olmazdım.

If she had fallen into sea, she would have been drown. = Denize düşmüş olsaydı boğulmuş olacaktı.
It would have been better if nobody had come. = Kimse gelmemiş olsaydı daha iyi olmuş olacaktı.

If you had gone to the party, you would have met her. = Eğer partiye gitmiş olsaydın, ona rastlamış olacaktın.

If I had had a high salary, I would have been living my own life. = Eğer yüksek bir maaşım olmuş olsaydı, kendi hayatımı yaşamakta oluyor olacaktım.

3-Unless anlam bakımından if not’a yakındır. Ama tamamen aynı anlama gelmez. Unless İkaz anlamı taşır içinde geçtiği cümle olumlu bile olsa yine de uyarı mahiyetindedir. Türkçedeki karşılığı: olmadıkça, gerçekleşmedikçe veya oldukça, gerçekleştiği sürece…. gibidir.

You will make an accident if you are not careful = Dikkatli olmazsan kaza yapacaksın. = ( Öyleyse dikkatli ol.)

You will make an accident unless you are careful. = Dikkatli olmadığın takdirde kaza yapacaksın. = Öyleyse, en iyisi dikkatli olman.

Örnekler:

You won’t speak good English unless you go to England. İngiltere’ye gitmediğin takdirde iyi İngilizce konuşmayacaksın.


I shan’t talk to her unless she talks to me. = O benimle konuşmadığı takdirde ben onunla konuşmayacağım.

Unless you apologize I won’t forgive you. = Özür dilemediğin takdirde seni affetmeyeceğim.

She won’t pass the exams unless she works harder. = Daha sıkı çalışmadığı takdirde sınavları geçemeyecek.

You won’t be rich unless you are lucky. = Şanslı olmadığın takdirde zengin olamayaksın.

4-Koşullu Cümlelerin Başka Türleri:


Yukarıda anlattığımız 3 tür koşullu cümleler dışında başka türler de vardır. Ama sakın unutmayın koşullu cümleler demek esas olarak yukarıda anlattığımız üç türdedir. Diğerleri kesinlikle ayni derecede önemli değildir.

Neden -Sonuç Bildiren Cümleler


Bilimsel bir zaruret olarak gerçeği, veya genel gerçekleri ifade eden cümlelerdir. Bazı gramer kitaplarında 4. tür koşullu cümle veya sıfır koşullu ümleler = Zero Conditional olarak anlatılır. Bize göre, 4. tür diye bir şey yoktur.

If it rains, the ground becomes wet. = Yağmur yağarsa toprak ıslanır.

İf you eat too much, you put up weight. = Çok yersen kilo alırsın.

Water boils if it is heated at a high temperature. = Eğer yüksek bir derecede ısıtılırsa, su kaynar.

If it snows, the animals can’t feed. = Eğer kar yağarsa, hayvanlar beslenemez.

If it rains, the ground becomes wet. = Yağmur yağarsa toprak ıslanır.

İf you eat too much, you put up weight. = Çok yersen kilo alırsın.

Karşı Tarafın Onayı İstenen Kibar İfade Biçimleri :

Bu durumda if sözcüğünden sonra will veya would kullanılır.

If you will wait a moment, I’ll arrange everything. Şayet biraz beklerseniz, her şeyi ayarlayacağım.

If you would help me in this matter, I shall be very gratefull. = Bu meselede bana yardım ederseniz, çok minnettar kalacağım.

5-Bu konuda biraz ileri düzeydeki noktaları da öğrenelim.

Yukarıda gördüğünüz gibi, 2. ve 3. tür koşullu cümleler imkansızı varsayarak kurgulanır. Basit Geçmiş Zaman cümlesi gerçek olamayanı(unreal past) veya temenni edileni (wished for) ifade eder. Past Perfect Tense (mişli geçmiş) teki ise, varsayım veya temenni bütünüyle geçmişe aittir.
Hayali geçmiş ile ilgili olup, geçmiş zaman kipleriyle kurulan başka ifade şekilleri de vardır ve bunları öğrenmek lisanımızı geliştirir.

Örnekler:


I wish I knew the answer. = Keşke yanıtı bilseydim.

It’s (high) time) we left this place. = Burayı terketmemizin tam zamanıdır.

It’s high time you had a shave. = Traş olmanın zamanı geldi.

I’d rather you kept quiet. = Sessiz kalmanı yeğlerim.

Would to Got you were a better student.= Daha iyi bir talebe olmanı Tanrı’dan dilerim.

Suppose you did everything wrongly. = Farzet ki, her şeyi yanlış yaptın.

It seems as if he could do nothing without the help of others. = Öyle görünüyor ki, başkalarının yardımı olmadan hiçbir şey yapamaz.

Only if; sonucun ancak tek bir koşulda değişeceğini vurgular. Burada ‘Only’ = ‘ancak’, veya benzeri bir anlama karşılık gelir.

I will give you a good mark, only if you promise to work harder.=Sana ancak daha çok çalışacağına söz verirsen iyi not vereceğim.

Only if you behave properly, will I permit you to stay. = Ancak düzgün davrandıgın takdirde kalmana müsade edeceğim.

(Dikkat: Only if; yan cümle başına geldiği takdirde, ana cümle devrik olur.)

Provided that veya providing that = Olduğu / olmadığı takdirde…

You can get this job provided that the manager wants it. = Müdür istediği takdirde bu işi alabilirsin.
As long as veya so long as = …….. olduğun veya yaptığın takdirde

The shareholders never complain about the activities of the company as long as (= so long as) the company makes money. = Sermayedarlar şirket para kazandığı müddetçe şirket faaliyetleri hakkında hiç şikayet etmezler.

Even if = ……olsa bile

Bahsedilen koşul gerçekleşmese dahi sonucun değişmeyeceğini ifade eder. Yani bir hareket yapılsa da yapılamasa da ya da bir hal ortaya çıksa da çıkmasa da veya bunlara rağmen sonuç değişmeyecektir.

Even if she did her best to convince her husband, she couldn’t prevent a divorce= Kocasını ikna etmek için elinden gelen her şeyi yaptığı halde boşanmayı engelleyemedi.


7- if ile when cümlelerin farkı.

Şayet koşul gelecekte maddeten olanaklı, ihtimal dahilinde bir hareket veya hal ise, o takdirde “if” kullanılır. Ama eğer koşul kesin ise o takdirde “ when” kullanılır.

İf you visit me, I will give you some Money. = Eğer beni ziyaret edersen, sana para vereceğim.

When you visit me I will give you some money. = Beni ziyaret ettiğinde sana para vereceğim.

If you don’t stop talking, I will put you out. = Eğer konuşmayı kesmezsen, seni dışarıya atacağım.

When you stop talking I will start the lesson. = Konuşmayı kestiğinde derse başlayacağım.

Hiç yorum yok: